Erkeklerin kurallarıyla var olan bu dünyada kadınların kendine yer edinmesi için verdiği savaş çok eskilere dayanıyor.
1857 yılının 8 Mart gününde New York'ta 40.000 dokuma işçisi daha iyi şartlarda çalışmak istedikleri için greve başlıyor. Fakat polisin saldırısı ve dışarı çıkmalarını engellemesi sonucu, içerde çıkan yangından kaçamayarak 120 kadın hayatını kaybediyor.
Üzerinden yıllar yıllar geçiyor ve çarpıtıla çarpıtıla bu günlere gelen 8 Mart bir anma, anlama ve farkındalık gününden, anlamı boşaltılarak nedeni bile bilinmeden kadınlara hediye alınan, dışarı yemeğe çıkarılan bir güne dönüşüyor. Kapitalizm bu günü tüketime odaklıyor.
Oysa hakları için mücadele eden kadınlara karşı yapılan bir katliamı, düzenli olarak kadınlara hediyeler göndererek kutlamamız çok acayip değil mi? Peki neyi kutladığımızı biliyor muyuz?
Katliamdan yaklaşık 52 yıl sonra Danimarka'da yapılan Sosyalist Enternasyonal toplantısında Clara Zetkin’in önerisiyle, 1857’de başlayan, kadın hakları için mücadelenin ve kadın birlikteliğinin her yıl “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanılması oy birliğiyle kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise 1977yılında, 8 Mart'ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul ediyor. Biz de bu günü kutlamaya hala devam ediyoruz.
Kimileri bu günün bir yas günü olarak anılması gerektiğini düşünürken kimiler de kadınların o kara günden bu güne olan yolculuğunu, eşitlik için verdiği savaşı, edindiği hakları kutlamayı tercih ediyor. Fakat her iki kesim de kadın gücünün ve emeğinin değerini öne çıkarmak için bu günü aracı olarak görüyor.
Fakat bir kesim var ki neyi kutladığını bile bilmiyor. Kadına verdiği değeri anne, kardeş, eş, çocuk olma sıfatına dayandırarak; kadına ancak yuvayı kurarsa, çocuk doğurursa değer vermeyi uygun görüyor. Kadınlar çiçektir, dünyayı güzelleştirir gibi anlamsız cümleler ve hediyelerle günün arkasında yatan anlamı boşaltıyor.
8 Mart için programlar yapıp bu programları bile erkeklerle yürütmeyi uygun görerek 8 Mart'ı kutlayamazsınız!
Eşit maaşlar ve çalışma koşulları sunmayarak da kutlayamazsınız!
8 Mart'ta hediyeler dağıtıp sonraki gün mobbing uygulayarak, saygı göstermeyerek hiç kutlayamazsınız!
Ben bir kadınım ve bugün 8 Mart Emekçi Kadınlar günü. Verdiğim emekle bu dünyada var olmaya çalışıyorum. İstediğim bana çiçekler alınması ve bir gün özel hissetmek değil.
İsteğim varlığımın kabul edilmesi
Eşit haklara sahip olmak
Özgürce yaşayıp başıma bir şey gelmesinden endişelenmemek
Kadınsal özelliklerimden dolayı değil insan olduğum için değerli olmak...
Şu an ancak birlik olarak var olabiliyor, güçlenebiliyoruz. İsimlerini, hikayelerini bilmediğimiz onlarca kadının sesiyle bu günlere geldik. 1857'de hakları için mücadele ederken hayatlarını kaybeden kadınlar da bu yolculukta bir başlangıç sembolü. Henüz alacak çok yolumuz var. Onlarca kadının başlattığı yolculuğu beraber sürdürelim!
Kadın hakları, hayvan hakları, işçi hakları... Eğer ortada korumak için mücadele edilen bir hak varsa, orada bir haksızlık vardır unutmayın. Umuyorum ki kadın hakları için mücadele verilmesine gerek olmayan günleri de görürüz.
Eda Alkılıç
Yorumlar